AnasayfaEdebiyat

Faruk Nafiz Çamlıbel

Şair oyun yazarı Faruk Nafiz Çamlıbel, 18 Mayıs 1898'de İstanbul'da doğdu, 8 Kasım 1973'te seyahatteiken Akdeniz'de, Samsun gemisinde (Fethiye-Kaş ara

Puşkin
Orhan Pamuk
AZİZ NESİN

Şair oyun yazarı Faruk Nafiz Çamlıbel, 18 Mayıs 1898’de İstanbul’da doğdu, 8 Kasım 1973’te seyahatteiken Akdeniz’de, Samsun gemisinde (Fethiye-Kaş arası) yaşama gözlerini yumdu. Orman Bakanlığı Başkâtiplerinden Süleyman Nafiz’in oğludur. Çamdeviren, Deli Ozan, Akıllı Ozan, İğne ile kuyu Kazan, Kalender, Tatlı Sert, Yamak imzalarını da kullandı. Bakırköy Rüştiyesi ve Hadika-i Meşveret İdadisi’ni bitirdikten sonra bir süre Tıp Fakültesi’nde okudu. Ancak tıbbın mizacına uygun olmadığı yargısına vararak, öğrenimini yarıda bıraktı. İleri gazetesi adına Ankara’ya gitti. Oradan Ulukışla yoluyla Kayseri’ye ulaştı. Burada edebiyat öğretmenliğine başladı (1922). Orada Anadolu gerçeğini gördü, toplumsal konulara eğildi. Yalın bir Türkçeyle şiirler yazdı. İki yıl orada çalıştıktan sonra Ankara (1924-1932) ve İstanbul 1932-1946) liselerinde, öğretmen okullarında çalıştı. 1946’da İstanbul milletvekili olarak parlamentoya girdi. 27 Mayıs 1960’taki Askeri Harekat sonrası Yassıada’da tutuldu kaldı (Haziran 1960-Evlül 1961), daha sonra suçsuz bulunarak serbest kaldı. Tutukluluk döneminde ünlü "Han Duvarları" şiirini anıştıran "Zindan Duvarları"nı yazdı. Sonraki yıllarını İstanbul Arnavutköy’de şiir yazarak geçirdi. Akdeniz’de Samsun adlı gemide gezideyken kalp yetmezliğinden yaşama gözlerini yumdu.

Faruk Nafiz, 14-15 yaşlarında şiire ilgi duydu. Kendinin anlattığına göre ilk şiiri "Saat" adını taşır ve 1914’te Çocuk Dünyası dergisinde yayımlanmıştır. Ancak Fevziye Abdullah Tansel, basılan ilk şiirinin "Eserlerimin Ruhu" adını taşıdığını ve 1913’te Peyam gazetesinde yayımlandığını belirtir. İleride ilk kitabının da adını taşıyacak olan "Şarkın Sultanları" (1918) şiiriyle adını duyuran Faruk Nafiz, "Han Duvarları" şiiriyle büyük ün sağladı Bu kitap Birinci Dünya Savaşı biterken ve Cumhuriyete giden yolda, bir değişimin işaretlerini veriyordu. Başlangıçta Serveti fünun şairlerinin etkisinde hüzün dolu aşk şiirleri yazdıysa da daha sonra yurtseverlik konularına yer verdi. Aruzla yazdığı şiirlerde Yahya Kemal’in etkisinde kaldı. 1919’da yayımlanan Dinle Neyden adlı kitabında heceye de katkıda bulunan dokunaklı aşk şiirlerine yer verdi. Bunu aynı yıl yayımladığı Gönülden Gönüle kitabıyla sürdürdü. 9 Eylül 1922’de İzmir’in düşman işgalinden kurtulması ona "Mehmetçik’e Kaside" şiirini yazdırdı. Biçim açısından ‘kaside’ Divan edebiyatının ürünü olsa da Milli Mücadeleyi destekleyen bir şiir olması açısından önem taşır. Faruk Nafiz, Milli Edebiyat Akımı’nın içinde yer aldı. Hecenin Beş Şairi’nden şiirleriyle günümüzde de önem taşıyan tek şair oldu. Ancak aruzla yazmayı da az önce verdiğimiz örnekte olduğu gibi, sürdürmeden edemedi. Anayurt adında haftalık bir sanat dergisi çıkardı (8 sayı, 1933). Günlük yaşayışı romantik bir anlatımla dile getirdiği şiirlerinin yanı sıra, fıkra, roman ve oyun alanında da yapıtlar verdi.

Yaşamın temel değeri olarak aşkı gördü. Bu konuda şunları söyledi: "Bence yaşamın özü aşktır, sevmektir. Aşk insanı yeniler, mutluluk verir, hayata bağlılığını artırır, dünyasına renk katar. Aşkın benim hayatımda yeri çok büyüktür. Aşk için yaşadım ben."

Edebiyatımızdaki Yeri

Milli edebiyatımızda hecenin beş şairinden biri olan Faruk Nafiz Çamlıbel, şiirini manzumecilikten uzaklaştırarak, hecenin en güçlü şairi oldu. Aruzu bırakmadı ve bu vezinle de şiirler yazdı. Hep "Han Duvarları"nın şairi olarak anıldı. İlk şiirlerinde aruz veznini kullanan Faruk Nafiz, aşk ve doğa şiirlerinde ses bakımından Yahya Kemal’in etkisinde kaldı. Şiirleri zaman ve tema açısından 1. Aşk, 2. Memleket, 3. Düşünce şiirleri olarak üç gruba ayrılabilir. Aşk şiirlerinde içtenlikli, romantik, dokunaklı oldu. Dili çok yalın kullandı. Toplumsal sorunları değil, büyük sevdaları, tutkuları yazdı. 1918-1919 tarihlerinde yayımladığı Şarkın Sultanları, Gönülden Gönüle, Dinle Neyden adlı şiir kitaplarında bu tür şiirleri yer aldı. Memleket şiirlerinin başlangıcı (1922) Han Duvarları oldu.

Anadolu’yu gezdikçe bu tür şiirlerini sürdürdü. Düşünce şiirleri ise, Faruk Nafiz’in olgunluk döneminin şiirlerinde yansımasıdır. Bunlarda Tanrı, din, tasavvuf, mistik aşklar, fizikötesi duyuşlar konu edinilir. Heyecan ve Sükun (1959) ile Zindan Duvarları (1967) adlı kitaplarında yer alan şiirleridir. Eserleri: Şiir: Şarkın Sultanları (aruzla, 1918), Dinle Neyden (heceyle, 1919), Gönülden Gönüle (1919), Çoban Çeşmesi (1926), Suda Halkalar (1926), Bir Ömür Böyle Geçti (şiirler, 1932), Elimle Seçtiklerim (1935), Boğaziçi Şarkısı (1936, Sadettin Kaynak ile), Akar Su (1937), Tatlı Sert (mizahi şiirler, 1938), Akıncı Türküleri (epik-didaktik şiirler, 1940), Heyecan ve Sükun (seçme şiirler, 1959), Zindan Duvarları (1967), Han Duvarları(1969)Oyun: Canavar (heceyle manzum, 1926), Akın (heceyle manzum, 1932), Özyurt (1932), Kahraman (Atatürk’e övgü temalı, heceyle manzum, dram, üç perde, 1933), Ateş (1939)3 Yayla Kartalı (1945), Dev Aynası komedisi ile İlk Göz Ağrısı adlı bir de adaptasyonu var.  Yangın (manzum, 1931), Bir Demetime Beş Çiçek (1933), Yangın (piyesler, 1933), Canavar (1944)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
WORDPRESS: 0
DISQUS: