AnasayfaEdebiyat

Babalar ve Oğullar (Turgenyev)

Özet Bazarov arkadaşı Arkady’nin teklifini kırmayarak onunla tatilini geçirmek için üniversiteyi bitirdikten sonra Arkady’nin babasının,

Cengiz Aytmatov
KUTADGU BİLİG
EDİP AHMET YÜKNEKİ

Özet

Bazarov arkadaşı Arkady’nin teklifini kırmayarak onunla tatilini geçirmek için üniversiteyi bitirdikten sonra Arkady’nin babasının, Nikolay Petroviç, yönettiği çiftliğe giderler. Burada Bazarov bilimsel araştırmalarına daha fazla eğim vereceğine ve araştırmalarında kullanacağı daha iyi denekler bulacağından dolayı sevinçlidir. Fakat günleri pek de umduğu gibi geçmemektedrir; Arkady’nin amcası Pavel petroviç’le tartışarak ona gerçekleri göstermeğe çalışmaktadır. Fakat Pavel de dişli bir tartışmacıdır. Tartışmalar sabah akşam sürmekte ve arada sırada kalan sürelerde, genelde sabah erken saatlerde, böcek toplamaya çıkabilmektedir. Pavel’le tartışmaların kızıştığı günlerden bir gün Bazarov’u düellaya davet etmiştir. Sorun ise Pavel’in ölümcül olmayan yaralanmasıyla çözümlenmiştir. Bu durumda burada daha fazla kalamayacağını anlayan Bazarov ailesinin yanına döner. Arkady ile kasabada tanıştığı Anna Sergenyevra’yı ziyaret etmeye karar verirler. Arkady Anna’nın kızkardeşi ile günlerini geçirirken Bazarov da Anna ile dolaşmaktadır. Fakat ona olan sevgisini açıklayamaz. Buna inançlarının engel olduğunu bilmektedir. Ve oradan da ayrılmak zorunda kalır. Yakın köylerden gelen hastalarla ilgilenmekte ve araştırmalarına devam etmektedir. Bir gün çevre köylerden gelen tifüslü bir hasta ile ilgilenirken o da hastalığı kapar. Anna kendi doktorunu getirir fakat iş işten çoktan geçmiştir ancak onunla konuşacak bir kaç dakikadan fazla bir ömrü kalmamıştır. Ve Bazarov gözlerini Anna’nın kollarında kapatır. Anna Rus bir politikacıyla ile evlenir.

 

Değerlendirme

Turgenyev Babalar ve Oğullar’ı 44 yaşında iken yazmıştır ve o tarihe kadar sadece Gogol’ün ölümü üzerine kaleme aldığı makalesi dışında pek fazla göze çarpmamıştır. Her ne kadar Babalar ve Oğullar bir yazarı üne kavuşturmak için fazlasıyla yeterli olsa da, Turgenyev’in adının anılmasını sağlayan en önemli olay, romanında kıyasıya eleştirdiği (Belki de öyle sanıldı) Nihilistlerin tehditleri karşısında, Dostoyevski’den gördüğü koşulsuz destekti. Bununla beraber, yazar yine de tepkiler sonucunda Rusya’yı terk etmiş ve ara ara Rusya’ya dönmekle beraber yaşamının geri kalan önemli bir kısmını yurtdışında geçirmiş ve 65 yaşında iken Fransa’da hayata gözlerini kapamıştır.

 

Babalar ve Oğullar’ın konusu önemli ölçüde kuşaklararası çatışmalardır. Başka bir deyişle, kuşakları etkileyen akımların kavgasıdır romanda işlenen. Babaların değerlerine kesin bir dille karşı çıkan oğullar ve bu karşı çıkış karşısında şaşkına dönen babalar vardır. Bununla beraber babalar ürkek, kibar ve alabildiğine anlayışlı; oğullar ise reddiyeci, kaba ve alabildiğine anlayışsızdır.

 

İvan Sergeyeviç Turgenyev Rus Altın Çağı’nın önemli isimlerinden biridir. Yazar Rusya’da iken eleştirilere karşı duramaz ve edebiyata küsmüş bir halde yurtdışına gider. Roman yukarıda değindiğimiz çatışkının temelini atarak başlar. Bir General’in oğlu olan Nikolay ve Pavel Petroviç kardeşler; Nikolay’ın ölen karısının anısına Maryino dediği bir çiftlikte kalmaktadırlar. Oğlu Arkadiy ise henüz bir öğrencidir ve babası ile amcasını ziyaret etmek amacı ile Maryino’ya gelmiştir. Ancak Arkadiy yalnız değildir. Yanında bir tıp öğrencisi olan ve herşeyi reddeden Nihilist (Hiççi) Yevgeniy Vasilyev Bazarov’u da getirmiştir. Ve henüz IV. bölümden itibaren oldukça sert ve geleneksel bir anlayışa sahip Nikolay ve Pavel Petroviç kardeşler ile umursamaz ve Nihilist Arkadiy ile Bazarov arasındaki anlayış farkı kendini gösterir. Nikolay Petroviç karısı öldükten sonra kendini tamamı ile çiftlik işlerine vermiş ve bir müjikin kızı ile beraber yaşamaya başlamış, hatta ondan Mitya adında bir de çocuğu olmuştur. Pavel Petroviç ise ordu içinde önemli yerlere yükselme eğilimde iken tanıştığı bir prensesin ardından (Tıpkı Turgenyev’in yaptığı gibi) yurtdışına gitmiş ve bir daha kendini toparlayamamıştır. Nikolay Petroviç oğlu Arkadiy’den dolayı, gençlerin fikrine saygı göstermeye çalışır, zaman zaman ise kendisini geri kafalılıkla suçlayarak çıkar yolu bulur. Ancak Pavel Petroviç mümkün olan her mekân ve zamanda Bazarov ile kendince sapkın düşünceleri yüzünden tartışır. Ki aslında bu tartışmalar Arkadiy ile Bazarov arasındaki usta-çırak (Elbette Bazaorv ustadır) ilişkisinin sonlanmasının ilk kıvılcımları olacaktır. Bazarov’un ailesi Arkadiy’lerin çiftliğinden biraz uzakta bir çiftlikte yaşamaktadırlar ancak Bazarov’un ailesinin yanına gitmeye henüz niyeti yoktur. Bu yüzden Arkadiy’le beraber, Arkadiy’in davetli olduğu bir baloya gitmek için Maryino’dan ayrılırlar.

 

Bazarov bazı karakterler ile inançları üzerine tartışır. Baloda tanıştıkları Odintsova adlı bir kadının daveti üzerine onun evine giderler ve bu icabet neredeyse romanın kırılma noktasıdır. Zira iki genç de aynı kadına aşık olurlar (Ya da aşık oldukları düşünürler. Öyle ya, iki Nihilist için aşk denilen bir duygunun beyinlerinde barınması denli kötü bir şey olamaz). Anna Sergeyevna Odintsova’nın evinde iken Bazarov kadını düşünceleri ile etkiler. Bu durumda Bazarov ile Arkadiy’in arasında henüz ikisinin de farkında olmadığı soğuk rüzgârlar esmeye başlar. Ve Bazarov’un Anna Sergeyevna’ya aşkını itiraf etmesinden sonra buradan da ayrılıp Bazarov’un ailesinin yanına giderler.

 

Bazarov’un evinde de tıpkı Arkadiy’in evinde olan sorunlar, daha seyreltilmiş bir halde tekrarlanır. Ve elbette roman boyunca olduğu gibi Bazarov kendi ailesinin yanında da harikulade cümleler eşliğinde yüceltilir. Burada ve daha sonra Arkadiy’in evinde geçirdikleri süreler içinde Bazarov ve Arkadiy birkaç defa daha Anna Sergeyevna’yı ziyarete giderler ve bu ziyaretlerin birinde Arkadiy, Anna Sergeyevna’nın kardeşi Katerina Sergeyevna’ya (Katya) ilgi duymaya başlar. Anna Sergeyevna’nın da bir çiftliği vardır ve roman bu üç ayrı çiftlik arasındaki gelgitlerle devam eder. Zengin bir adamla evlilik yapmış olan Anna Sergeyevna kocasının ölümünden sonra onun mirasına konmuş ve oldukça iyi bir hayat sürdürmektedir. Bununla beraber 30 yaşına merdiven dayamış olan Sergeyevna kendini oldukça geliştirmiştir.

 

İvan Sergeyeviç Turgenyev’in 44 yaşında iken yazmış olduğu Babalar ve Oğullar adlı romanı kuşaklarası çatışmaları işleyen ilk roman olma özelliğini taşır. Arkadiy’in Bazarov’u babasının evinde bırakıp gitmesinden sonra Bazarov ile Pavel Petroviç arasındaki sorunlar büyümüş ve Pavel Petroviç’in Bazarov’u kardeşinin yaşadığı kadın olan Fedosya Nikolayevna’yı öperken görmesi ile Bazarov’u düelloya davet etmesiyle zirveye çıkmıştı. Gizli yapılan bu düelloda Pavel yaralanmış ancak buna karşın Feneçka (Fedosya Nikolayevna) hariç kimseye bu ahlaka mugayir davranıştan bahsetmemiştir. Bütün bunlar olurken Arkadiy, Anna Sergeyevna’nın evinde kardeşi Katya’ya evlilik teklifinde bulunmuştur. Düellodan dolayı Nikolay Petroviç’in evinden ayrılan Bazarov’da buraya gelmiş ve bu haber üzerine kendi Nihilizm’inin sadık öğrencisinin artık ondan kopmuş olduğunu anlamıştır. Aynı anda Anna Sergeyevna’ya kendince son defa veda ederek ve Arkadiy’i de orada bırakarak tekrar babasının evine dönmüştür.

 

Vasiliy İvanoviç askeri bir hekimdir ve zamanında Arkadiy’in dedesinin garnizonunda görev yapmıştır. Anne Arina Vlasyevna ise tamamen gelenekçi bir yapıdadır ve bu ebeveynler diğer ebeveynlerin aksine biraz daha cahil ve biraz daha dindardırlar. Bununlar beraber Bazarov’un yaşadığı çöküntüyü farketmişler ve onu kendi hallerinde bırakmışlardır. Zamanla yaşadığı eve alışan Bazarov, babasıyla beraber köylülerin tedavi işlerine bakmaya başlamıştır. Ancak bir otopsi çalışmasında neşterden tifo hastalığı kapan Bazarov bu hastalıktan ölür. Turgenyev, Bazarov’un ölümüne sebep olan hastalık sürecini muazzam bir şekilde işlemiştir. Bu aşamadan sonra roman diğer karakterlerin durumlarını anlatarak sona erer.

 

Anton Çehov Babalar ve Oğullar hakkında şöyle diyor: “Tanrım! Babalar ve Oğullar’ın görkemi nedir öyle! Adeta bıçağın kemiğe dayanması gibi bir şey. Bazarov’un hastalığı nasıl da güçlü anlatılmış, kendimi halsiz düşmüş hissettim ve sanki ondan hastalık kapmışım gibi bir duyguya kapıldım. Ya Bazarov’un sonu? Ya ihtiyarcıklar? Kukşina? Nasıl yaptığını şeytan bilir. Tam anlamıyla dahiyane.”

WORDPRESS: 0
DISQUS: